26 Aralık 2017 Salı

ODALARDAN MODALARA (KÖY ODALARI)

        KÖY ODALARI
Oda deyince çoğumuzun aklına bugün 2+1, 3+1 diye sayılan evimizin bölümleri gelir. Oysa ki bundan 30-40 yıl öncesine kadar köylülerimizin severek vakit geçirdiği, uzaktan gelip kalacak yeri olmayan kişilerin ağırlandığı yerlerdi odalar.

Özellikle çetin geçen kış aylarında köyün yaşlılarının, orta yaşlılarının ve kısmen de gençlerin Yatsı Namazı yaklaştığında toplanıp yatsı namazlarını kıldıktan sonra, bazen güzel sohbetlerin edildiği, bazen Kuran-ı Kerim okunduğu, bazen peygamberimizin hayatının anlatıldığı, bazen dilden dile anlatıla gelen tarihi olayların anlatıldığı, bazen Battal Gazinin savaşlarının, Bazen Hz. Alinin savaşlarının anlatıldığı, bazen köyümüzden geçip-göçüp gidenlerin yad edildiği, köyümüzün bilinen tarihinin anlatıldığı, büyük bir dikkat coşku ve heyecanla dinlendiği yerlerdi. Burda köyümüzde sıkça anlatılan coşku ile dinleme olayına ait bir örneği anlatmadan geçemeyeceğim. Battal Gazinin savaşlarının anlatıldığı bir gün anlatan kişi büyük bir şevk ve heyecan ile anlatıyor. Battal Gazi  kılıcı bir salladı yedi tane gavuru biçti. Bu arada odada bulunan yaşlı ve kulakları biraz az duyan bir dedemiz, anlatımın şevkiyle, Ah eline gurban olduğum ah! diyerek konuya katılır. Anlatan kişi anlatmaya devam eder, gavurun biri teketombaz gılarak kılıcı bir salladı, iki askeri şehit etti. Anlatımın şevki ile yine aynı dedemiz, Ah eline gurban olduğum ah! diyerek konuşmaya katılır.
Köyümüzde sıkça anlatılan bu dip notu paylaştıktan sonra Oda'larımızı anlatmaya geri dönelim. Bu anlatımlar sırasında konunun içeriğine göre dinleyenler bazen hüzünlenip ağlar, bazen büyük bir coşkuya kapılırlar, bazen güler eğlenirlerdi. Radyosu olan odalarda bazen ajanstan haber dinlendi.
Genellikle gençler arasında sık sık ata sporumuz güreş yapılır, köyümüze ve yöremize has oyunlar oynanırdı.  Yense de yenilse de herkes bir ve beraberdi. Dışarıda hava nasıl olursa olsun odalarda ortam her zaman huzurlu, sıcak ve samimiydi.
Tabi bunca sohbet muhabbet kuru kuruya yapılmazdı. Katılanların veya oda sahibinin durumuna göre bazen koyun, kuzu kesilip hep birlikte yenilirdi. Köyümüzün meşhur bulgur pilavı olmazsa olmazlardandı hele birde içine deli pancar konulur, yanında hoşaf ya da ayran olursa mükellef bir sofra olurdu. Tatlı olarak genellikle Kabak Tablası, ağda, bazen de helva ikram edilirdi. Çerez dediğimde hepinizin aklına köyümüzde gavurgaç olarak bilinen kavurganın geldiğine eminim. Bunun yanında kuru üzüm, haşlanıp fırında kavrumuş nohut, haşlanmış mısır olmazsa olmazlardandı.
Gündüzleri bu odalarda köyün çocuklarına Elif Cüzü ve Kuran-ı Kerim dersi verilirdi.
Teknolojinin gelişmesi ve şartların değişmesine parelel olarak köy odaları ve oda kültürü tarihimizde anlatılan bir efsane olarak kaldı. Odalardan modalara hızlı bir geçiş yaptık. Hasta, cenaze veya düğün olmadan bir araya gelmek imkansız bir hal aldı.
Koca koca siteler içerisinde koca koca dairelere hapsolduk. Hiç tanımadığımız bir insanı evimizde misafir etmeyi geçtik, işimizin düşmediği komşulara bırakın hal hatır sormayı, selam vermeyi unuttuk.
Köy odalarından ve o güzel ortamından bahsetmişken, bizim duyup bildiğimiz odaların ismini de yazalım. Bizim hatırlamadığımız odalar varsa yoruma eklerseniz bizde yazının devamına ekleriz.

ODALAR:

Latifoğlu Goca'nın Oda
Gadiroğlu'nun Oda
Çeleboğlu'nun Oda
Cırıkların Oda
Yusuf Çavuş'un Oda
Gözeloğlunun Oda
Hacelioğlunun Oda
Cenikoğlunun Oda
Gocanoğlunun Oda
Duralıların Oda
Hacı Dervişler'in Oda (İnceli)
Fakılıoğlunun Oda (Fakılı)

Paylaş :

Yazar:

Facebook Yorumlar

0 yorum:

Yapılan yorumun sorumluluğu tamamen yorum yapana aittir.